31 Mart 2007 Cumartesi

Bir Cumartesi Akşamı Ama...

Bir cumartesi akşamı, saat 19.59. Ben şimdi dükkanı kapatıp eve gideceğim. Ama canım eve gitmek istemiyor. Yarın Pazar, ben dükkanı açacağım. Ama canım dükkan açmak istemiyor.

30 Mart 2007 Cuma

Başlıksız

Bugün bişey yazasım yok aslında. Yine sıkıcı bir gün ama akşam dayımlara gideceğim. Sıkıntılarım dağılır inşallah yine. Dün iki dostumla Alsancak'ta Equadordaydık. Arkadaşlarım dans kursuna gidiyor, dün de dans gecesi vardı. Ben sıkıldım ama. Oturup durmadan dans izleyenleri seyretmek dans etmeyen için hiç cazip değil. Arkadaşlarım da kursta epey ilerledikleri için devamlı birileri ile dans halindeler.Bi dahaki sefere farklı bir ortamda buluşsak çok iyi olacak. Bi çözüm daha var, benim de dans kursuna gitmem ama şu aralar istemiyorum.

29 Mart 2007 Perşembe

Mutlu Olmak İçin

Bir arkadaşımın bloğunda geçenlerde bir yazı okudum. Bizi neler mutlu ediyor? Yazının bir yerinde "Mutluluğu artıran etkenlerden bir başkası da, başkalarına ilgi göstermek ve yardımseverlik. Bir bakım evini ziyaret etmek, arkadaşının çocuğunun ev ödevine yardım etmek, komşusunun torbalarını taşımak, büyük anneye mektup yazmak gibi." yazıyordu. Ne kadar doğru. Ben bugünlerde mutluluğu bu şekilde arayanlardanım. Dün sıkıntılı bir gün geçirmişken bugün kendimi daha iyi hissediyorum. Çünkü dün akşam mutluluk hormonlarımı arttırıp sıkıntılardan uzaklaştıracak bişey yaptım. Bunu 1 haftadır yapıyorum. Kuzenimi OKS sınavlarına hazırlıyorum. Haftanın 3 gününü ona ayırdım. Onunla ders çalışırken kafamdaki sıkıntılardan, işlerin bozukluğunu düşünmekten, hayatın sıkıcılığını düşünmekten uzaklaşıyorum. Ben yardım etmenin mutluluğunu yaşarken kuzenime de birşeyler öğrenmenin mutluluğunu yaşatıyorum. Birilerine, elinizden geldiği ölçüde, yardım etmenizi tavsiye ederim. Bunun insana verdiği huzur anlatılmaz, ancak yaşanır.

28 Mart 2007 Çarşamba

İyi ki doğdun Pelin

Bugün çok sevdiğim bir arkadaşımın doğum günü. Pelin'cim iyi ki doğdun. Ama aynı zamanda benim için sıkıntılı bir gün. İnşallah güzel biter. Bazen olur ya içinden çığlık atmak gelir. İşte öyle birgün. Üniversite yıllarında olsaydık giderdik lunaparka, sırf çığlık atmak için binerdik kamikazeye. O kadar çok biniyorduk ki artık heyecan bile vermiyordu. Ama çığlık atmak doğal olduğu için kamikazenin tepesinde rahatlamak için bu çözüm yolunu bulmuştuk. Ben yine üniversite yıllarında olmak istiyorum. Beni sıkan tek şeyin dersler olmasını istiyorum. Çığlık atmak için luna parka gitmeye vaktim olsun istiyorum. Çimlerde yatmak, dersin gelmesini beklemek ama canım istemeyince de kozahana çay içmeye gitmek istiyorum. Şimdi kendi işimde çalışmama rağmen bu lükse sahip değilim. Eğer olsaydım giderdim şimdi lunaparka, binerdim kamikazeye...

27 Mart 2007 Salı

27 Mart 2007

Bugün saçlarımı kazıtışımın 7. yıldönümü. 27 Mart 2000 yılında saçları sıfıra vurdurdum. Neden mi? Sadece hevesten. Bakın fotolara. Fotomontaj değildir:)

26 Mart 2007 Pazartesi

İnciraltı'nda bir pazar günü

Dün üyesi olduğum İzmir Sosyal Kültür yahoo gurubu ile İnciraltı'ya çifte kumrulara gittik. Gerçekten çok güzel bir gündü. Ben biraz geç uyandığım için kahvaltımı da orada yaptım. Çimlerin üstünde kahvaltı keyfini çok özlemişim. Tavla turnuvası yaptık. Daha önceki buluşmada 1. olmuştum ama bu sefer Nazlı'yı yendiken sonra Ali İhsan'a yenildim ve elendim. Sohbet dolu İnciraltı keyfinden sonra bir kaç arkadaş Alsancak'a gittik. Nazlı, Ali İhsan, Toprak, Nesibe ve Hatice ile gecenin ilerleyen saatlerinde gelen Ömer. Gerçekten güzel bir pazardı benim için. Hele geçen pazar, akşama kadar dükkanda kalmak zorunda olduğumu göz önüne alırsak...

24 Mart 2007 Cumartesi

Merhabalar

Merhabalar. Artık benim de bir sayfam var kendimi anlatabileceğim. Bakalım zaman neler getirecek, neler paylaşacağım buradan, neler yaşayacağım. Bilmiyorum, şimdilik hiçbirşey bilmiyorum.

SİZİN İÇİN

Sizin için, insan kardeşlerim, Her şey sizin için; Gece de sizin için, gündüz de; Gündüz gün ışığı, gece ay ışığı; Ay ışığında yapraklar; Yapraklarda merak; Yapraklarda akıl; Gün ışığında bin bir yeşil; Sarılar da sizin için, pembeler de; Tenin avuca değişi, Sıcaklığı, Yumuşaklığı; Yatıştaki rahatlık; Merhabalar sizin için; Sizin için limanda sallanan direkler; Günlerin isimleri, Ayların isimleri, Kayıkların boyaları sizin için; Sizin için postacının ayağı, Testicinin eli; Alınlardan akan ter, Cephelerde harcanan kurşun; Sizin için mezarlar, mezar taşları, Hapishaneler, kelepçeler, idam cezaları; Sizin için; Her şey sizin için. O.VELİ