6 Ağustos 2007 Pazartesi

Güzel bir haftasonuydu

Bu hafta sonu gerçekten çok güzel dinlendim. İstanbul'dan teyzemler gelmişti. Cumartesi 2 gibi beni dükkandan aldılar ve teyzem, kuzenlerim görkem ve berke, eniştem anneannem ve ben Urla'ya gittik. Yengem ve diğer kuzenim Hayal de sonradan geldiler. Gider gitmez üstümüzü değiştirip havuza gittik görkem berke ve ben. Berke lisanslı yüzücü olarak bize biraz taktik verdiyse de esnek olmadığımız için çok başarılı olamadık:) Akşamında muhabbet çok güzeldi. Okey oynamak, saatlerce sohbet çok iyi geldi bana. Herkes yattıktan sonra kuzenler ve yengem bir müddet daha muhabbet ettik. Ertesi gün 12 gibi gitti herkes. Önce biraz evi temizledikten sonra yalnız başıma gittim havuza. Bol bol yüzdüm, güneşlendim ve havuz kenarında kitap okudum. Çok ama çok iyi geldi bana. Havuzun cankurtaranının kendi kendine söylediği türkülere şahit olunca bağlama çalıp çalmadığını sordum. Bendir çalıyormuş. Ben de gitar çaldığımı hatta Bursa'da bir zamanlar bu şekilde para kazandığımı söyleyince önümüzdeki hafta, arkadaşlarını da ayarlayıp beraber bir türkü gecesi yapmaya karar verdik. Havuzda o kadar yorulmuşum ki akşam 9 da yattım sabah 7:30 da mutlu bir şekilde uyandım. Çok güzel bir haftasonu geçirdim kısacası.

3 Ağustos 2007 Cuma

Kendimizi Hayatın Karmaşasına Kaptırınca

Dün gece saat 23:30 civarında ağlıyordum. Dostlarımdan biri 2 ay sonra evleniyo, diğeri yine 2 ay kadar sonra doğum yapacak ve ben kendimi hayatın karmaşasına o kadar kaptırmışım ki ne arıyorum ne soruyorum. Dün akşam ikisini de aradım ve başladım ağlamaya. Hepimiz aynı durumdayız aslında. Büyüdük, hayat bize zor geliyor ve kaptırdık kendi telaşımıza. Onun için değil mi çocukluk yıllarına duyulan özlem. En saf, en sorunsuz yıllara duyulan özlem aslında bunun temeli. Haftada 2 ya da 3 toplanmalar. dostlarımızın yaşadığı en ufak sorunları bile bilmek, her zaman birbirimizin yanında olmak. O yılları geri istiyorum ben. Herkes o yıllarını geri istiyor. Hayat neden bizi bu kadar yoruyor.